Küs Yengemle Barıştık Sikişerek
ben Kamil, 31 yaşında ve 1.80 boyundayım. Evliyim ve karımla normal seks hayatımız var, mutlu ve huzurlu yaşantımızı elimizden geldiğince devam ettiriyoruz. Benim abim benden 5 yaş büyük (36 yaşında). Abimin karısı (yengem) ise 31 yaşında, 1.60 boylarında, balık etli, esmer, alımlı bir kadındır. Abim sürekli alkol alır ve yengemi döver, olmadık hakaretlerde bulunur. Bize göre abimle yengem hiç mutlu değillerdi. Bu olaylara bazen ben de tanık olduğum için, birkaç kere aralarını yapmak istedim diye, abimle küsmüştük. Karımla da yengem hiç geçinmezler, genelde küs olurlar. Ve ben mecburen karımın tarafını tutmak zorunda kaldığım için, yengemle ben de 6 aydır konuşmuyordum. Yani kısaca, birbirimize gelip gitmiyorduk.
Benim ev müstakil, büyük bir bahçesi var ve ağaçlık. Bahçede ayriyeten de kiler gibi kullandığımız geniş bir odadan ibaret müştemilat var. Oraya genelde evde kullanmadığımız eşyaları, kanepe, halıları v.s koyarız. Geçen hafta Pazartesi gecesiydi, karım yatmış uyumuş, ben ise uyuyamamış, yaz olduğu için de pencereyi açıp, pencere önünde sigara keyfi yapıyordum. Evin ışıkları da sönüktü. Saat gece yarısını geçmişti ki, bahçede bir hışırtı duydum. Tüm dikkatimi oraya vermiştim ve etrafı gözetliyordum, fakat kimseyi de göremiyordum. Acaba mahallenin yaramaz çocukları meyve ağacına mı dalıyorlardı? Gelip isteseler gönülden verirdim, bahçeye girip ağaçları kırmalarına gönlüm razı olmuyor. Ama çocuk işte, böylesi daha zevkli oluyor herhalde diye içimden geçirdim. Uykum iyice kaçmıştı...
Çocukları döveceğimden değil de, emniyetim olsun diye elime bir odun alıp, sessizce bahçeye çıktım. Üzerimde eşofman, askılı atlet ve terlik vardı. Etrafa bakındım, kimse yoktu. Geri geldim, biraz kapının önünde dikilip etrafa bakınıyordum. Bahçe duvarının orada, güllerin arasından bir hışırtı geldi, o tarafa yöneldim. Çalıların arasında bir hareketlenme vardı. Biraz daha yaklaşınca üzerinde beyaz giysi olan birisi vardı. Kendimi güvenceye alarak, "Kim var orada?" diye seslendim. Cevap gelmeyince tekrar seslendim. Birisi sessizce, "Benim!" dedi. Tanıyamadım, "Kimsin? Çık oradan!" deyince de, yine sessizce, "Ben Fatmayım!" dedi. Ben de, "Hangi Fatma?" dedim. "Yengen!" dedi. Ben şok olmuştum, yengemin ne işi vardı bu saatte, hem benim bahçemde, hem de küs idik, konuşmuyorduk birbirimizle...
Yanına yaklaştım, "Yenge? Ne yapıyorsun burada?" dedim. "Sus da yanıma çök!" dedi. Yanına çöktüm, "Yenge ne arıyorsun bizim bahçede?" diye kızınca, "Abinden saklanıyorum!" deyip ağlamaya başladı. Dayanamadım, "Yaa kalk eve girelim, böyle olmaz!" dedim. "Yok, kesinlikle gelmem, yarın karın başıma kakar, bak yine kul oldu bana falan der!" diye hayıflandı. "Peki ne olacak, burada bahçede mi kalacaksın?" dedim. "Bilmiyorum..." dedi. "Sen hele bir anlat bakayım, ne oldu?" dedim. Yengem de, "O şerefsiz abin eve sarhoş geldi, bana yapmadığını bırakmadı, canımı zor kurtardım, dışarı kendimi zor attım, aklıma ilk gelen yer burası oldu, buraya sığındım. Gece yarısı sokaklarda bu halimle nasıl gezebilirdim, iti var kopuğu var!" diye anlatıyor, için için de ağlıyordu. "Yenge ama burada olmaz ki, hadi kalk içeri gidelim!" diye ısrar ettim, fakat yengem gelmemekte kararlıydı...
"Yenge ozaman seni evine götüreyim!" dedim. "Yok olmaz, abin çok sarhoş, seni de görünce iyice delirir! Yatsın uyusun, birazdan giderim!" dedi. "Ozaman kalk şu bahçedeki odaya gidelim, orda bekleyelim, sen de biraz sakinleş!" dedim. Yengem de, "Ama ışığı yakma, karanlıkta biraz oturup giderim!" dedi. "Olur, sen burada bekle, ben anahtarı getireyim!" dedim. Yengem olduğu yerde beklerken, ben sessizce eve gidip anahtarı aldım, karımı da kontrol ettim, mışıl mışıl uyuyordu. Tekrar yengemin yanına gidip, "Hadi kalk, gel!" diye sessizce çağırdım. Yengem kalkarken sendeledi, düşmesin diye hemen kolundan tuttum. Ayağa kalkınca üzerinde basma çiçekli gecelik vardı. Yengemin elini tutup, bir elimle de omuzundan tuttum, "Hadi gel!" dedim. Yengem de, "Ne olursun sessiz olalım, karının bu durumumu görmesini istemiyorum!" dedi. "Tamam, hadi!" dedim...
O vaziyette müştemilata gittik. Kapıyı açtım, odaya girdik. Lambayı açmadım, zaten ay ışığının loşluğu içeriyi tam aydınlatmasa da yetiyordu. Hemen kanepenin üzerini boşaltıp, "Otur şuraya!" dedim. Yengem oturdu, "Ya Kamil, su var mı, içim yandı?" dedi. "Getireyim!" deyip sürahiyi alıp bahçedeki çeşmeden doldurup getirdim. Fakat bardak bulamadım, "Sürahiden iç!" dedim. Yengem de sürahiden içerken suyun bir kısmı üzerine döküldü. Göğsü ıslanmış, geceliği memelerine yapışmıştı. O anda farkettim ki, yengem südyen takmamıştı. Biraz dikkat edince sudan ıslanıp sertleşen meme uçlarının siyahlığı belli oluyordu. Ben heyecanlanıp, içimde birşeyler kıpırdamaya başladı. Gözümü yengemin memelerinden kaçıramıyordum ve baktıkça da yarağım hareketlenmeye başlamıştı. Kendi kendime, (Yaa ne oluyorum?) dedim, evde karım var, gitsem uykuda olsa bile uyandırır, ateşli sikişirdim, ama o anda gidip karımı sikmek hiçte istemiyordum...
Düşüncelerimi dağıtmak için, "Şimdi anlat bakayım yenge, tam olarak ne oldu?" dedim. Yengem anlatmaya başladı, "Ben yatıyordum, abin sarhoş geldi, bana suçsuz yere bir sürü hakaret, küfürler etti, Sen orospusun! Herkesle sikişiyorsun! diyerek tekme tokat dövmeye başladı. Ben de bir fırsat bulup kaçtım evden!" dedi. Ben de, "Ulan şu abimin yaptığına bak ya! Olur mu öyle hakaret!" deyince, yengem, "Gidip onla bunla sikişsem, orospuluk yapsam, ozaman laf söylemez pezevenk abin!" dedi. "Yenge ayıp oluyor, biraz usluplu konuş!" dedim. "Ama Kamil yemin ederim ki daha abinden başkasının eli elime değmedi! Hani gerçekten bir kocalık yapsa, gam yemem, kocamdır döver de, sever de, deyip sineme çekerim! Ama sadece dayak atmasını biliyor şerefsiz, öbür işe geldi mi tık yok! Bir gün olsun bana kadınlığımı yaşatmadı!" dedi...
Yengemin konuşmalarından ben şok olmuştum. Ne diyeceğimi bilemediğim için, "Karı koca arasında olabilir böyle şeyler..." diyebildim sadece. Yengem de, "Ama sen abin gibi değilsin, karın çok şanslı!" dedi. "Tabii öyle değilim yenge, hiç olur mu öyle şey, insan karısına öyle hakaret küfür eder mi?" deyince, yengem kafasını omuzuma yaslayıp ağlamaya başladı. "Tamam, sus ağlama, çaresine bakarız..." dedim. Yengem ağlamayı kesti, tekrar suyu istedi. Sürahiyi verdim. İçerken suyu yine üzerine döktü, "Ooof ya, bak ne yaptım, sinirden elim ayağım titriyor!" deyip ayağa kalktı, geceliğine dökülen suyu çırparken eğildi. Alttan siyah külotu belli oluyordu. Geceliğin suyunu sıkarken öyle domaldı ki, götünün yanakları geceliğini yırtarcasına zorluyordu. Kendi kendime, "Olur mu lan, şu kadına yapılır mı bunlar!" diye hayıflanırken, yengem dönüp, "Ne oldu?" dedi. Ben de, "Yok birşey, abime kızıyorum!" dedim...
Yengemin o domalmış vaziyette görünce benim yarak iyiden iyiye kalkıp, eşofmanımın önünü zorluyordu, ama içerisi loş olduğu için yengem fark edemez diyerek kendimi teselli ediyordum. Yengem geceliğnin eteğini sıktıktan sonra, kanepeye oturmayıp, "Belim ağrıdı..." diyerek, odanın bir ucundan öbür ucuna yürüyor, kendi kendine konuşuyordu. Ben de yengem yürürken götüne bakıyor, nasıl kıvırdığına dikkat ediyordum. Yarağım öyle bir oldu ki, artık sabrım kalmamış, ya burada yengemi sikeceğim, yada çıkıp gitsin de, ben de gidip karımı uyandırıp sikeyim diye içimden geçiriyordum. Neyse ki şeytana uymadım ve daha fazla azmamak için, "Yenge öyle dolaşma, gel otur şuraya!" dedim. En azından kıvırta kıvırta yürümez, ben de daha fazla tahrik olmam diye düşündüm. Fakat yengem, "Oturunca belim ağrıyor!" dedi ve odanın içinde volta atmaya devam etti...
Az sonra önümde durdu, "Kamil ya, belimi kütletsen belki iyi gelir!" dedi ve ellerini kafasının üstünde kenetleyip sırtını bana döndü. Ben de ayağa kalkıp, yengemin arkasından yaklaşıp, dirseklerinden iki elimle kavrayıp, yengemi yukarı kaldırıp silkelemeye başladım. Yarağım yengemin götünün arasına girince, dizlerimin bağı sanki çözüldü. Yengemin götünün sıcaklığı yarağımı daha feci etkilemişti. Yengemi aşağı indirince yarağım yengemin götünün arasından çıktı, ama busefer de yengemin geceliğinin arkası yarağımın da baskısıyla götünün arasına girmişti ve daha feci azmıştım. Yengem ıhılayarak, "Offf be!" deyince sordum, "Nasıl, iyi geldi mi yenge?" dedim. "Evet, belimin kütürtüsünü duymadın mı?" dedi döndü ve "Ama şeyy..." dedi. Ben de, "Evet, ama ne?" dedim.
Yengem önüme bakıyordu, yanıma yaklaşıp yarağımı işaret ederek, "Bu ne lan?" dedi. Ben de artık çekinmeden, "Ne olacak, yarak!" dedim. Yengem sertçe, "Benim için mi böyle kalktı bu?" dedi. Ben ne yapacağımı şaşırdım, işin açıkçası bağırıp çağırmaya başlarsa çıkacak rezaleti düşündüm. Ama bağırmadı, gayet sakince, "Bak ya şunun haline!" dedi. "Ne olmuş halime yaa?" dedim. "Lan neredeyse yengen falan demeyip yatırıp sikeceksin beni burda!" dedi. "Yaaa yenge..." dedim. "Sikersin, sikersin!" diye tekrarladı. "Sus yaa yenge!" dedim. "Susmasam ne yaparsın lan?" dedi. Ben de, "Töbe töbe, başıma belayı satın aldım!" diye hayıflandım. Yengem, "Ne belasıymış, söyle bakayım!" dedi. "Yok birşey yenge, erkek değilmiyim, ne yapayım, kalktı işte!" dedim. Yengem, "Lan keserim o sikini!" diye tehdit savurdu. Harbiden belayı satın almıştım, olaya bak yaa, tamam desem de kadın habire üzerime geliyordu. Çıldırmak işten bile değildi...
Sonunda dayanamadım, "Yeter artık yenge yaa, valla sikecem şimdi!" diye ağzımdan kaçmış oldu. Yengem de yanıma iyice sokuldu, yarağım tam yengemin göbeğine baskı yapıyordu. Yengem atletimden tutarak, "Sik de göreyim!" dedi. Artık iş iyice çığrından çıkmıştı, "Yeter laan!" dedim ve ayağa kalktım. Yengem elini yarağıma atarak, yarağımı öyle bir tuttu ki, koparacak sandım. "Bu ne lan? Kazık gibi olmuş! Bunu mu sokacaksın bana?" dedi. Ben de, "Evet onu sana köküne kadar sokacağım!" dedim. Yengem, "Hadi soksana!" deyip dudaklarıma yapıştı. Artık ok yaydan çıkmıştı, karşılıklı olarak birbirimizin dudaklarını emiyorduk. Ellerimiz de boş durmuyor, yengem eşofmanımın üstünden yarağımı eline almış, sıvazlıyor, sıkıp sıkıp bırakıyordu, ben de yengemin kalçalarını okşuyor, avuçluyor, sıkıyordum...
Yengem, "Abinin dediğini sen gerçek yap, sik beni bari de, bundan sonra abinin bana Orospu demesi zoruma gitmesin!" dedi. Ben de, "Sen yeter ki iste yenge, ben seni sikerim!" deyince, "Sik koçum! Orsospun yap beni!" diye inliyordu. Eşofmanımın içine elini soktu ve yarağımı dışarı çıkardı, "Oooo ne kadar da kalın yarağın varmış, karın nekadar şanslı, bununla karını hergün sikiyor musun?" diye inliyordu. Ben de, "Evet her gün sikiyorum karımı, bundan sonra sen de karımsın, orospumsun, bu yarak senin de artık, istedigin zaman senle de sikişiriz!" dedim ve geceliğini kafasından çıkarıp kenara attım. Yengem de eşofmanımı donumla birlikte aşağı indirdi, beni kanepeye doğru iteledi, ayağımdan çıkardı onlar. Sonra önümde durup, kendi külotunu çıkarıp kanepenin üzerine koydu ve bacak arama yaklaştı iyice...
Yengemin göbeğini öpüp, yalayıp emiyor, memelerini okşuyordum. Kanepeden inip, yengemin önünde çöktüm ve amına yumuldum. Yengemin amı hafif kıllıydı, sanırım 1-2 hafta önce traş etmiş olmalıydı. Amına dilimi değdirince, yengem, "Ooohhh, aahhh!" diye inlemeye başladı. Sonra benim kanepeye uzanmamı istedi. Ben uzandım, yengem de yüzüme oturdu, amını ağzıma öyle bastırıp emdiriyor, parmaklarıyla amının dudaklarını ayırıp bızırını yalatıyordu. Birden saçlarımı çekip kafamı amına bastırıp, titremeye başladı. Yengem boşalıyordu. Ağzım yüzüm am suyu olmuştu, ağzıma akanları yaladım içtim. Yengem halen amını ağzıma bastırıyordu, ben de götünü avuçlayıp, parmağımla göt deliğini okşuyordum. Parmağımı götüne sokunca, "Ooohhhhh, hayat bu işte!" dedi. Parmağımı götünden çıkarmadan aşağı kaydı ve dudağımdan öpmeye başladı. Öpüşürken, eliyle elimi tutuyor, parmağımı götünden çıkarmamı istemiyordu...
Biraz öpüştükten sonra yengem parmağımı götünden çıkartıp, aşağıya yere indi, önümde diz çöktü, yarağıma öpücükler kondurup, "Bundan sonra benim de bunda hakkım var, bana da sokacaksın bunu, değil mi Kamilim?" diyordu. "Tabii ki yenge, seni öyle sikeceğim ki, yarağa doyacaksın!" dedim. "Doyur koçum beni! Doyur yengeni! Doyur orospunu!" deyip, yarağımı ağzına almaya çalışıyordu. Fakat yarağım ağzına sığmıyordu. Yengemi kolundan tutup yukarı kaldırdım, dudağından uzun uzun öptüm ve "Gel kucağıma!" dedim. Yengem uysal bir şekilde kalkıp bacaklarını ayırdı, bacaklarımı bacaklarının arasına aldı, ben de biraz ileri kaydım. Yarağım elindeydi, eline sığmıyordu, yarağımın kafası kıp kırmızı olmuştu. Yarağımı amına sürtmeye başladı, amını fırçalıyor, sonra da göt deliğine sürtüyor, tekrar amına sürtüyordu. Yarağımın Kafasını amına soktu, o şekilde götünü kıvıra kıvıra, yavaş yavaş amına sokuyordu. Yarıya kadar girmişti ki durdu, "Çok kalın, daha yarısı girdi!" diyerek öne eğildi, dudaklarımı öpüp tekrar doğruldu, götünü kıvırıyordu...
Yengemin kalçalarından tuttum, kendimi yukarı kaldırıp, onu da aşağı bastırınca, yarağımın tamamı girdi. Acıyla, "Aaahhh yaktın içimi!" diye sızlandı. Ben kalçalarını sağa sola oynatınca, yavaş yavaş alışıyordu. Yengemin amı okadar dardı ki, am değil sanki sikilmemiş göt deliği gibi sıkıyordu yarağımı. Alttan amına hafif hafif ileri geri yaparken, memelerini emiyor, götünün yanaklarını okşuyordum. Yengem, "Çok kalın yarağın var, sanki kızlığımı yeni bozdun!" dedi. Ben de, "Yeni bozdum diye farz et!" dedim. O da, "Boz Kamilim, boz birtanem, geçir amcığıma, sik yengeni!" diyor, "Aaahhh oooffff!" diye inleyerek oturup kalkıyordu. Ben de alttan hızlı hızlı pompalıyordum...
Yengem, "Yoruldum!" deyince, üstümden kaldırıp, kanepeye ellerini koyup domalttım, arkasına geçtim. Tam amına sokacaktım ki, elini arkaya uzatıp yarağımı eline aldı, bacaklarının arasına soktu, "Biraz böyle sik!" dedi. Başta niye öyle istedi diye şaşırmıştım, ama sonra anladım ki, ben ileri geri yaparken yarağımın amının dudakları arasında gidip gelmesinden ve bızırına fırça atmasından çok zevk alıyordu. Yengemi biraz öyle 'Bacak arası' siktikten sonra, kendisi eliyle amına yarağımı götürdü, amının deliğine yarağımın kafasını soktu ve "Hadi!" dedi. Ben de yavaş yavaş, ileri geri yaparak, santim santim daha da derinliklere sokuyordum. Hızlanmıştım, olabildiğince hızlı pompalyordum. Göt yanaklarını iki elimle iyice ayırdım, amının dahada derinlerine girmeye çalışıyordum...
Yengem, "Daha hızlı, daha hızlı sik, sert sik, koy amıma!" diye inliyordu. Daha da hızlandım ve yengem titreye titreye ve böğürerek boşaldı. Ben de gelmek üzereydim, iyice yorulmuştum, son bir köklemeyle yengemin amına döllerimi attırmaya başladım. İkimiz de bitmiştik. Yengem domalmış halde kalırken, ben de üzerine abandım, sikim amında biraz öyle bekledik...
Sonra kalktık ve toparlandık. Saat te gece 3 olmuştu. Yengem, "Ben artık gideyim!" dedi. "Nasıl gideceksin bu halde?" dedim. "Birşey olmaz, aralardan giderim!" dedi. "Eve kadar ben de geleyim!" dedim. "Olur, ama abin seni görmesin!" dedi. "Tamam!" dedim. Bahçelerimizin sınır duvarına yaklaşınca, "Canım beni artık sık sık sikersin, değil mi Kamilim?" dedi. "Sikmek isterim yenge de, nasıl olacak bu iş?" dedim. Yengem de, "Abinle barış, gerisini bana bırak!" diyerek dudağıma yapıştı. Öpüşürken yengemin götünü avuçladım, "Ozaman birdahakine burayı da sikeceğim!" dedim. "Götten mi sikeceksin?" dedi. "Evet, götünü sikeceğim!" dedim. "Bakarız çaresine!" dedi. Bizim bahçeden çıktık, sessizce onların bahçesinden içeri girdik (onların da evi müstakil ve bahçeli). Eve yaklaşınca dudağından öptüm, "Dur gören olur!" dedi. Götünü tekrar avuçlayarak, kulağına, "Burayı ne zaman sikeceğim?" dedim. Yengem de, "En kısa zamanda, sen yeter ki abinle barış!" dedi. Pencere açıktı, ordan içeri girdi.
İkinci sikişmemizde yengemi götten de sikeceğim için sabırsızlanıyorum
Herkese selam. Daha önce küs yengemle ilk sikişmemizi ve barışmamızı anlatmıştım. O olayın üstünden 10 gün falan geçmişti, telefonum çaldı. Baktım gizli numara. Açtım telefonu, bir kadın inlemesi vardı, "Hadi kocacığım, sok yarağını, sik beni, kökle!" diye inliyordu. İniltili olduğu ve kısık sesle konuştuğu için kadını tanıyamadım. O anda işyerinde olduğum için de konuşamadım ve telefonu kapattım. Aradan 2 gün geçmişti yengem aradı, "Ne oldu, abinle barışmayacakmısın?" dedi. "Fırsat bulunca barışacağım yenge!" dedim. Yengem de, "Ya ne fırsatı bekliyorsun? Biran önce git bul abini barış!" dedi. "Tamam yenge!" deyip kapattım.
Aradan 1 hafta geçti, ben yine ben işyerindeyken o sapık karı aradı, kısık kısık, "Hadi amımı yala, dilini sok amıma, yerim yarağını, boşalıyorum!" gibi şeyler söyleyerek inliyordu. Busefer telefonu kapatmadan dinleyerek tuvalete gittim. Tuvalete girince kim olduğunu falan sordum, ama karı sorularıma cevap vermiyor, "Şu anda amıma salatalık sokuyorum!" diyerek inliyor ve şap şup salatalığın amına giriş çıkış sesini dinletiyor, "Yarağını sok, sik beni!" diyordu. Ben de azmıştım, ben de telefonda ona karşılık veriyor, bir yandan da 31 çekiyordum, adeta telefonda sikişiyorduk. Ben tam boşalamadan karı telefonu kapattı. Kendi kendime lan sırasımıydı kapatmanın amına koduğumun orospusu diye küfür ederek çıktım, işimin başına döndüm. Karı nerdeyse hergün aramaya başladı, birkaç sefer böyle telefon seksi yaptık. Artık ben de zevk almaya başlamış, sabırsızlıkla aramasını bekliyordum. Ama çok kısık sesle konuşuyordu ve sesini bir türlü tanıyamıyordum.
Birgün yine işyerimin tuvaletinde o karıyla telefon seksi yaptıktan hemen sonra yengem aradı, "10 dakikadır telefonun meşgulde, kimle konuşuyordun? Ne oldu, abinle barışmadın mı daha?" dedi. Ben de, "Daha abimi göremedim... Herhalde çok azdın, çok mu istiyorsun?" dedim. Yengem de, "Ya abinle barışta, isteyip istemediğimi görürsün!" dedi. Ben damardan girmeye çalışıyor, yengemle telefonda sevişmek istiyordum, "Nasıl, beğendin mi o gece?" dedim. Yengem de, "Beğenmesem ararmıyım şerefsiz!" dedi. Öyle deyince, "Senin amına korum orospu!" dedim. Yengem de, "Koy, bak amım koymanı bekliyor! Ama anlaşılan sende iş yok!" dedi. "Baksana yenge, telefonda beni boşaltsana!" dedim. Yengem de, "Ya gerçeği varken neden hayali yapıyorsun?" dedi. Ben de, "Yarrağım kazık gibi oldu, şuanda elimde!" dedim. "Sen neredesin?" dedi. "İşyerindeyim!" dedim. "Gel eve!" dedi. "Olmaz, tuvaletteyim, hadi götten verde hayal ederek boşalayım!" dedim. "Hay senin canına tüküreyim!" dedi. Ben, "Bak amını yalıyorum yenge! Dilimi amının içine sokuyorum, amının suları akıyor!" deyince, yengem inlemeye başladı, "Ben de senin yarağını emiyorum!" dedi. "Hadi domal!" dedim. "Domaldım!" dedi. "Yarağımı götüne sokuyorum!" dedim. Yengem de, "Sooooook, oooohhh!" deyip inleyince sesi tanıdım, o gizli numaradan arayan sapık karı yengemdi. Ama bozuntuya vermedim, devam ettik. Yengem inleyerek, "Sik aşkım, geçir götüme, kökle!" dedikçe, ben 31 çekerek boşaldım. Yengem de amını ovuşturarak boşalmıştı. Telefonu kapattık. Yarağımı yıkadım, elimi yüzümü yıkadım çıktım, işimin başına döndüm.
Aradan 3 gün geçmişti, akşam ben marketten geliyordum, abimle karşılaştım. Abim az içmişti, beni görmezden gelince, gidip koluna girdim, kendisinden özür diledikten falan sonra abim yumuşamıştı. Abime, "Hadi bize gidelim abi, mangal yakalım!" dedim. Abim, "Yok, olmaz!" falan dediyse de, sonunda razı ettim. Karımı aradım, geleceğimizi bildirdim. Sonra da abime, "Yengemi de çağıralım!" dedim. Abim de, "Onun geleceğini hiç sanmıyorum, yine de telefonla arayıp şansımızı deneyelim." dedi ve yengemi aradı. Yengem de gelmeyececiğini söyleyip telefonu kapayınca, abim, "Neyse, gelmezse gelmesin, biz Rakımızı da alıp gidelim, mangal yakılıpta Rakı içilmez mi?" dedi ve markete yöneldi. "Ya abi..." dememe kalmadı, "Ne o karından mı korkuyorsun? Tamam ben gelmiyorum!" dedi. Ben de, "Tamam, tamam!" deyip girdik markete, ben 1 tane 70'lik Rakı aldım. Abim sigara da alırken, ben yengeme telefon açtım, "Tamam, abimle barıştık, bizim bahçede mangal yakacağız, hadi sen de gel!" dedim. "Gelirim, ama gelince karın mırın kırın yapıp da moralimi bozmasın!" dedi. "Sen onu bana bırak yenge!" dedim kapattım. Rakının ve sigaranın parasını ödedim ve abimle bizim bahçeye geldik...
Karım bizi kapıda karşıladı, "Hoş geldin abi!" deyip, abimin elini öptü ve bunlar barışmış oldu. Karım içeri gidince ben de arkasından gidip, "Yengem de gelecek, gelince sakın ters davranma, yanlış kelime kullanma!" dedim. Karım da, "Okadar cahilmiyim, evime gelene ne diye ters davranayım?" dedi. Oooh be, o iş te hallolmuştu. Ben mangalı yakarken, karım da diğer malzemeleri hazırladı. Abim ise Rakıyı açmış, içmeye başlamıştı bile. Ben, "Abi önce birşeyler ye de öyle iç!" dediysem de oralı olmadı. Az sonra yengem bahçe kapısında belirdi. Üzerinde V yaka beyaz tişort, göğüslerinin üstü görünüyordu, altında da kalçadan pileli, diz üstü etek vardı, çorap giymemişti. Ben hemen koştum karşıladım, "Hoş geldin yenge!" deyince, yengem bana öyle sarıldı ki, vücutlarımız bütün oldu. Kulağıma hafifçe, "Ooohhh!" dedi. Ben hemen yengemden ayrıldım. Yengemle masaya gittik. Karım da geldi, yengemle hoş beşten sonra onlar da barışmış oldular. Hep birlikte oturup sohbet ediyor, gelmişten geçmişten konuşuyor, mangalda pişenleri yiyorduk. Abim habire Rakıyı fondip içerken, ben az içiyordum, çünkü ben çabuk sarhoş oluyordum...
Geç saatlere kadar oturduk, yedik içtik, sohbet ettik ve gitme vaktileri gelmişti. Kalktıklarında, ben, "Abi sarhoş oldun, ben sizi götüreyim!" dedim. Abim, "Yok yaa sarhoş değilim..." falan dediyse de, ben evlerine kadar eşlik ettim. Ama abim evine girmedi, ön bahçesindeki sandalyelerden birine oturdu ve bana bira içmek istediğini söyledi. Ben hemen markete gidip 4 tane bira alıp geldim. Üçümüz de bahçeye oturduk, abimle biraları içiyorduk. Ben bir ara işemek için tuvaletlerine gittim. Tuvaletten çıkınca yengemi karşımda gördüm, "Amma da işedin ha!" dedi. "Çok sıkışmıştım!" dedim. Yengem hemen, "Abinle barıştığın iyi oldu!" deyip dudağımdan öptü. "Dur ya ne, yapıyorsun yenge?" dedim. Fakat yengem, "Yarağına bir bakayım!" dedi. "Yenge ya, sen deli misin? Olmaz!" dedim. "Bakmak istiyorum, hadi!" dedi. "Ya yenge dur, abime yakalanacağız şimdi!" diyerek çıktım gittim abimin yanına oturdum...
Yengem de elinde iki tabak çerezle gelip karşıma oturdu. Biraz sohbetten sonra, bu sefer abim kalktı tuvalete gitti. Yengem abime bakar gibi yapıp yana eğildi ve bacaklarını yana açarak, bana bacak arasını gösterdi. Yengemin çıplak bacakları beni dahada tahrik ediyordu, amı beyaz külotun içinde yumruk gibi şişmişti. Abim tuvaletten çıkınca, yengem hemen toparlandı. Ama benim yarak iyice kalkmıştı.
Bir müddet sonra abime, "Abi ya şu birayı ne diye içirdin ki, ik**e bir Tuvalete gitmem gerekiyor!" deyip kalktım. Tuvalete gidip yarağımı çıkardım, kapıyı da aralık bıraktım ve yarağımı sıvazlayarak yengemi beklemeye başladım. Biliyordum, yengem dayanamaz gelirdi. Ve tahmin ettiğim gibi, boş bira şişelerini mutfağa bırakmak bahanesiyle geldi ve bıraktı. Tuvaletin kapısına gelip yarağımı sıvazladığımı görünce, "31 mi çekiyorsun lan?" dedi gülümseyerek. "Yok, ama senin ağzına vereceğim!" deyip, yengemi kolundan tuvalete çektim. Bu sefer yengem, "Ya şimdi olmaz, abin aniden gelir falan!" dedi. Ben de, "Yarrağımı görmek istemiyor muydun orospu?" deyip ensesinden çekip aşağı bastırdım ve ağzına verdim. Yengem ağzını çekip, "Bari dışarıya bak, abini kolla!" dedi ve yarağımı emmeye başladı. Öyle hızlı emiyordu ki, sanki iliğimi kurutacak gibiydi. Birkaç saniye içinde yengemin ağzına patladım. Döllerim ağzından taştı, yengem hemen banyoya koşunca, ben de yarağımı yıkadım, elimi yüzümü yıkayıp abimin yanına gittim...
"Abi ben gideyim artık, geç oldu..." dedim. "Ne o lan, sarhoş mu oldun?" dedi. "Biraz." dedim. Abim yengeme bağırarak, "Kız Fatmaaaa! Kamil gidiyor!" dedi, yengem de geldi. Abimin elini öptüm, yengem de yanaklarımı öptü, ayrıldım ordan. Eve gelince karım da yatmak üzereydi, hemen karımın üzerine atılıp yatağa yatırdım, güzelce siktim, ateşimi söndürdüm.
5 gün sonra yengem beni aradı, hal hatırdan sonra, "Kamil bugün gelsene!" dedi. Ben de, "İzin alabilirsem gelirim!" dedim, kapattım. İşyerinden izin aldım, yengemi aradım, "Geliyorum!" dedim. Yengem sevinçle, "Tamam canım, bekliyorum!" deyip kapattı. Ben taksiye binip yengemim evinin biraz uzağında inip, arka taraftan bahçeye atladım, çünkü gören olabilirdi. Antreye girip zile bastım. Yengem kısa zamanda kapıyı açtı. Üzerinde ince gömlek, sütyen takmamış meme uçları belli oluyordu. Altında da aynı etek vardı. Hemen içeri girdim. Yengem kapıyı kilitler kilitlemez boynuma sarılıp, dudaklarıma yapıştı. Birbirimizin dudaklarını kemiriyorduk resmen. Ben elimi götüne götürdüm, okşuyor, sıkıyordum. Eteğinin altına elimi soktuğumda, hazırlık yapmış altına külot giymemişti. Gömleğini yırtarcasına çıkardım, memeleri füze gibi dışarı fırladı. Uçlarını emiyor, ısırıyordum. Yengem de pantolonumun üzerinden yarağımı okşuyor, sıkıp bırakıyordu...
Öpüşerek yatak odasına gittik. Yengem pantolonumu bir çırpıda çıkartıp attı, önümde diz çöküp yarağımı yalamaya emmeye başladı. Ben de tişörtümü çıkarıp attım. Yengemi ayağa kaldırıp, eteğini çıkardım ve yengemi yatağa bacakları kenarda sarkık vaziyette yatırdım. Dudaklarından başlayıp tüm vücudnu öpüyor, yalıyor, emiyordum. Amına inince, "Ooohhh, em aşkım, sikicim benim!" diye inlemeye başladı. Kafasını sağa sola sallıyor, "Dilini sok ne olur!" diye yalvarıyordu. Bacaklarını iki tarafa açıp yukarı kaldırdı, ben de orta parmağımı amına sokup ileri geri yapıyor, dilliyordum. Yengem sarsılmaya başladı, boşalıyordu. Amının suyunu emip içtim. Elim am suyuyla ıslanmış, ama ben bırakmıyor yine amını emiyor, dilimi sokuyordum. "Ooohhh, çoook güzel, çoook zevkli!" diye inliyordu. İşaret parmağımı göt deliğine yavaş yavaş sokmaya başladım, parmağım götünde kaybolmuştu, parmağımla götünü sikiyordum. Yengemin inlemesi artmış, "Hadi getir artık şu yarağını, içimde hissetmek istiyorum, kaç gündür onun özlemiyle yanıp tutuşuyorum, ne olur sok, sok yarağını!" diye inliyordu.
Ben doğrulup, ayağa kalktım, yengem bacaklarını ayırdı. Yarağımla amını biraz fırçaladıktan sonra, aniden köküne kadar soktum. Sokunca, "Ooohhh işte yarak bu, mideme kadar geldi, ooooooh yerim yarağını, sik beni, iyice sok, sert sert sok!" diyordu. Ben de söylediklerine uyuyor, sert sert sokuyor, arada durup yarağımla amının içini karıştırıyordum. Karıştırdıkça inliyor, kalçalarımı tutup dahada içine girmem icin kendine çekiyordu. Bırakınca tekrar pompalıyordum. Bu tempoda 15-20 dakika siktim yengemin amını. Sonunda, "Geliyorum yenge!" deyince, "Gel erkeğim, içime boşal, doldur bellerinle amcığımı, ben de geliyorum!" dedi. Ve ikimiz de aynı anda boşalmaya başladık. Üzerine yığılıp kaldım. Biraz dinlendikten sonra yarağım içinden çıktı, yatağa yan yana uzandık...
Konuşuyorduk. Yengem, "Kamil biliyor musun, telefondaki bendim!" dedi. "Biliyorum! Neden yapıyordun yenge?" dedim. "Ne yapayım, o günden beri yarağın aklımdan çıkmadı, hayal edip kendimi tatmin ediyordum. Sonra aklıma telefonda yapmak geldi, anlarsa anlasın, sikmedi mi sanki, deyip telde sesini duyarak kendimi tamin ediyordum!" dedi. "Vay orospu vay!" dedim. Yengem de, "Senin orospunum, sen sikiyorsun!" dedi ve dudağına yumuldu. Biraz öpüştükten sonra 69 olduk. İkimiz de havalarda uçuyor, kuduruyorduk. Sonra beni sırt üstü yatırıp, ata biner gibi yarağımın üstüne oturdu. Bir müddet öyle sikiştik. Sonra kendiliğinden domaldı, ben de arkasına geçip amına soktum, sikmeye devam ettim. Göt deliğini de okşuyordum. "Ooohhh sikicim benim, çok güzel sikiyorsun, kurban olurum yarağına, sooook canım!" diye inliyordu...
Yengem Orgazm olduktan sonra yarağımı amından çıkarınca, sıranın götüne geldiğini anlamış olacak ki, hemen kalkıp koşarak gitti. Arkasından bağırdım, "Nereye gidiyorsun, gel buraya!" diye. "Bekle!" dedi, mutfağa girdi. Pamuğa zeytinyağı dökmüş geldi. Önce yarağımı ağzına alıp emdi, sonra yarağımı zeytinyağlayıp önümde domaldı, pamuğu bana verdi, "Sen de benim götüme sür!" dedi. Pamuğu alıp göt deliğini yağladım, sonra pamuğu attım. Yengem alttan elini uzatıp yarağımı tuttu, biraz sıvazladıktan sonra göt deliğine götürdü, "Hadi canım, yavaş yavaş itele!" dedi. Ben de itelemeye çalıştım, fakat girmiyordu, göt deliği okadar küçüktü ki, yarağımın kafasının altında kayboluyordu. Tekrar parmağımı soktum götüne, biraz ileri geri yaptım, "Kendini sıkma, rahat bırak!" dedim. "Tamam!" dedi, kafasını yastığa iyice gömüp, götünü yukarı kaldırınca, ben aniden götüne kökledim. Sonuna kadar girmişti. "Aaaaahhh yandım anammm!" diye çığlık attı. "Sus kız orospu, duyan olur!" dedim. "Yanıyor götümün ağzı! Kımıldama!" dedi. "Alışır!" dedim, biraz bekledim...
Az sonra, "Hadi, yavaş yavaş sik!" deyince, ben ileri geri yapmaya başladım. Yengem halen kısık kısık bağırıyordu. "Yenge sen abime hiç götten vermedin mi?" dedim. "Abin sanki amımı adam gibi sikti becerdi de, sıra götümü sikmeye mi geldi!" dedi. "İyi ya işte, göt te bana kısmetmiş!" dedim. "Evet sikicim, amım da senin, götüm de senin, istediğin gibi sik!" dedi. 10-15 dakika kadar pompaladım yengemin göte. Yengem alışmış, götten zevk almaya başlamıştı. Kendi kendine memelerini okşuyor, amını parmaklıyordu. "Hadi hızlan, ben boşalıyorum!" dedi. "Boşal!" dedim. "Hadi sen de götümün içine attır!" deyince, son hamleyle götünün içine boşalmaya başladım. İkimiz de bitmiştik.
Yengesini sikenlere iyi yenge sikişleri dileklerimle :)
Benim ev müstakil, büyük bir bahçesi var ve ağaçlık. Bahçede ayriyeten de kiler gibi kullandığımız geniş bir odadan ibaret müştemilat var. Oraya genelde evde kullanmadığımız eşyaları, kanepe, halıları v.s koyarız. Geçen hafta Pazartesi gecesiydi, karım yatmış uyumuş, ben ise uyuyamamış, yaz olduğu için de pencereyi açıp, pencere önünde sigara keyfi yapıyordum. Evin ışıkları da sönüktü. Saat gece yarısını geçmişti ki, bahçede bir hışırtı duydum. Tüm dikkatimi oraya vermiştim ve etrafı gözetliyordum, fakat kimseyi de göremiyordum. Acaba mahallenin yaramaz çocukları meyve ağacına mı dalıyorlardı? Gelip isteseler gönülden verirdim, bahçeye girip ağaçları kırmalarına gönlüm razı olmuyor. Ama çocuk işte, böylesi daha zevkli oluyor herhalde diye içimden geçirdim. Uykum iyice kaçmıştı...
Çocukları döveceğimden değil de, emniyetim olsun diye elime bir odun alıp, sessizce bahçeye çıktım. Üzerimde eşofman, askılı atlet ve terlik vardı. Etrafa bakındım, kimse yoktu. Geri geldim, biraz kapının önünde dikilip etrafa bakınıyordum. Bahçe duvarının orada, güllerin arasından bir hışırtı geldi, o tarafa yöneldim. Çalıların arasında bir hareketlenme vardı. Biraz daha yaklaşınca üzerinde beyaz giysi olan birisi vardı. Kendimi güvenceye alarak, "Kim var orada?" diye seslendim. Cevap gelmeyince tekrar seslendim. Birisi sessizce, "Benim!" dedi. Tanıyamadım, "Kimsin? Çık oradan!" deyince de, yine sessizce, "Ben Fatmayım!" dedi. Ben de, "Hangi Fatma?" dedim. "Yengen!" dedi. Ben şok olmuştum, yengemin ne işi vardı bu saatte, hem benim bahçemde, hem de küs idik, konuşmuyorduk birbirimizle...
Yanına yaklaştım, "Yenge? Ne yapıyorsun burada?" dedim. "Sus da yanıma çök!" dedi. Yanına çöktüm, "Yenge ne arıyorsun bizim bahçede?" diye kızınca, "Abinden saklanıyorum!" deyip ağlamaya başladı. Dayanamadım, "Yaa kalk eve girelim, böyle olmaz!" dedim. "Yok, kesinlikle gelmem, yarın karın başıma kakar, bak yine kul oldu bana falan der!" diye hayıflandı. "Peki ne olacak, burada bahçede mi kalacaksın?" dedim. "Bilmiyorum..." dedi. "Sen hele bir anlat bakayım, ne oldu?" dedim. Yengem de, "O şerefsiz abin eve sarhoş geldi, bana yapmadığını bırakmadı, canımı zor kurtardım, dışarı kendimi zor attım, aklıma ilk gelen yer burası oldu, buraya sığındım. Gece yarısı sokaklarda bu halimle nasıl gezebilirdim, iti var kopuğu var!" diye anlatıyor, için için de ağlıyordu. "Yenge ama burada olmaz ki, hadi kalk içeri gidelim!" diye ısrar ettim, fakat yengem gelmemekte kararlıydı...
"Yenge ozaman seni evine götüreyim!" dedim. "Yok olmaz, abin çok sarhoş, seni de görünce iyice delirir! Yatsın uyusun, birazdan giderim!" dedi. "Ozaman kalk şu bahçedeki odaya gidelim, orda bekleyelim, sen de biraz sakinleş!" dedim. Yengem de, "Ama ışığı yakma, karanlıkta biraz oturup giderim!" dedi. "Olur, sen burada bekle, ben anahtarı getireyim!" dedim. Yengem olduğu yerde beklerken, ben sessizce eve gidip anahtarı aldım, karımı da kontrol ettim, mışıl mışıl uyuyordu. Tekrar yengemin yanına gidip, "Hadi kalk, gel!" diye sessizce çağırdım. Yengem kalkarken sendeledi, düşmesin diye hemen kolundan tuttum. Ayağa kalkınca üzerinde basma çiçekli gecelik vardı. Yengemin elini tutup, bir elimle de omuzundan tuttum, "Hadi gel!" dedim. Yengem de, "Ne olursun sessiz olalım, karının bu durumumu görmesini istemiyorum!" dedi. "Tamam, hadi!" dedim...
O vaziyette müştemilata gittik. Kapıyı açtım, odaya girdik. Lambayı açmadım, zaten ay ışığının loşluğu içeriyi tam aydınlatmasa da yetiyordu. Hemen kanepenin üzerini boşaltıp, "Otur şuraya!" dedim. Yengem oturdu, "Ya Kamil, su var mı, içim yandı?" dedi. "Getireyim!" deyip sürahiyi alıp bahçedeki çeşmeden doldurup getirdim. Fakat bardak bulamadım, "Sürahiden iç!" dedim. Yengem de sürahiden içerken suyun bir kısmı üzerine döküldü. Göğsü ıslanmış, geceliği memelerine yapışmıştı. O anda farkettim ki, yengem südyen takmamıştı. Biraz dikkat edince sudan ıslanıp sertleşen meme uçlarının siyahlığı belli oluyordu. Ben heyecanlanıp, içimde birşeyler kıpırdamaya başladı. Gözümü yengemin memelerinden kaçıramıyordum ve baktıkça da yarağım hareketlenmeye başlamıştı. Kendi kendime, (Yaa ne oluyorum?) dedim, evde karım var, gitsem uykuda olsa bile uyandırır, ateşli sikişirdim, ama o anda gidip karımı sikmek hiçte istemiyordum...
Düşüncelerimi dağıtmak için, "Şimdi anlat bakayım yenge, tam olarak ne oldu?" dedim. Yengem anlatmaya başladı, "Ben yatıyordum, abin sarhoş geldi, bana suçsuz yere bir sürü hakaret, küfürler etti, Sen orospusun! Herkesle sikişiyorsun! diyerek tekme tokat dövmeye başladı. Ben de bir fırsat bulup kaçtım evden!" dedi. Ben de, "Ulan şu abimin yaptığına bak ya! Olur mu öyle hakaret!" deyince, yengem, "Gidip onla bunla sikişsem, orospuluk yapsam, ozaman laf söylemez pezevenk abin!" dedi. "Yenge ayıp oluyor, biraz usluplu konuş!" dedim. "Ama Kamil yemin ederim ki daha abinden başkasının eli elime değmedi! Hani gerçekten bir kocalık yapsa, gam yemem, kocamdır döver de, sever de, deyip sineme çekerim! Ama sadece dayak atmasını biliyor şerefsiz, öbür işe geldi mi tık yok! Bir gün olsun bana kadınlığımı yaşatmadı!" dedi...
Yengemin konuşmalarından ben şok olmuştum. Ne diyeceğimi bilemediğim için, "Karı koca arasında olabilir böyle şeyler..." diyebildim sadece. Yengem de, "Ama sen abin gibi değilsin, karın çok şanslı!" dedi. "Tabii öyle değilim yenge, hiç olur mu öyle şey, insan karısına öyle hakaret küfür eder mi?" deyince, yengem kafasını omuzuma yaslayıp ağlamaya başladı. "Tamam, sus ağlama, çaresine bakarız..." dedim. Yengem ağlamayı kesti, tekrar suyu istedi. Sürahiyi verdim. İçerken suyu yine üzerine döktü, "Ooof ya, bak ne yaptım, sinirden elim ayağım titriyor!" deyip ayağa kalktı, geceliğine dökülen suyu çırparken eğildi. Alttan siyah külotu belli oluyordu. Geceliğin suyunu sıkarken öyle domaldı ki, götünün yanakları geceliğini yırtarcasına zorluyordu. Kendi kendime, "Olur mu lan, şu kadına yapılır mı bunlar!" diye hayıflanırken, yengem dönüp, "Ne oldu?" dedi. Ben de, "Yok birşey, abime kızıyorum!" dedim...
Yengemin o domalmış vaziyette görünce benim yarak iyiden iyiye kalkıp, eşofmanımın önünü zorluyordu, ama içerisi loş olduğu için yengem fark edemez diyerek kendimi teselli ediyordum. Yengem geceliğnin eteğini sıktıktan sonra, kanepeye oturmayıp, "Belim ağrıdı..." diyerek, odanın bir ucundan öbür ucuna yürüyor, kendi kendine konuşuyordu. Ben de yengem yürürken götüne bakıyor, nasıl kıvırdığına dikkat ediyordum. Yarağım öyle bir oldu ki, artık sabrım kalmamış, ya burada yengemi sikeceğim, yada çıkıp gitsin de, ben de gidip karımı uyandırıp sikeyim diye içimden geçiriyordum. Neyse ki şeytana uymadım ve daha fazla azmamak için, "Yenge öyle dolaşma, gel otur şuraya!" dedim. En azından kıvırta kıvırta yürümez, ben de daha fazla tahrik olmam diye düşündüm. Fakat yengem, "Oturunca belim ağrıyor!" dedi ve odanın içinde volta atmaya devam etti...
Az sonra önümde durdu, "Kamil ya, belimi kütletsen belki iyi gelir!" dedi ve ellerini kafasının üstünde kenetleyip sırtını bana döndü. Ben de ayağa kalkıp, yengemin arkasından yaklaşıp, dirseklerinden iki elimle kavrayıp, yengemi yukarı kaldırıp silkelemeye başladım. Yarağım yengemin götünün arasına girince, dizlerimin bağı sanki çözüldü. Yengemin götünün sıcaklığı yarağımı daha feci etkilemişti. Yengemi aşağı indirince yarağım yengemin götünün arasından çıktı, ama busefer de yengemin geceliğinin arkası yarağımın da baskısıyla götünün arasına girmişti ve daha feci azmıştım. Yengem ıhılayarak, "Offf be!" deyince sordum, "Nasıl, iyi geldi mi yenge?" dedim. "Evet, belimin kütürtüsünü duymadın mı?" dedi döndü ve "Ama şeyy..." dedi. Ben de, "Evet, ama ne?" dedim.
Yengem önüme bakıyordu, yanıma yaklaşıp yarağımı işaret ederek, "Bu ne lan?" dedi. Ben de artık çekinmeden, "Ne olacak, yarak!" dedim. Yengem sertçe, "Benim için mi böyle kalktı bu?" dedi. Ben ne yapacağımı şaşırdım, işin açıkçası bağırıp çağırmaya başlarsa çıkacak rezaleti düşündüm. Ama bağırmadı, gayet sakince, "Bak ya şunun haline!" dedi. "Ne olmuş halime yaa?" dedim. "Lan neredeyse yengen falan demeyip yatırıp sikeceksin beni burda!" dedi. "Yaaa yenge..." dedim. "Sikersin, sikersin!" diye tekrarladı. "Sus yaa yenge!" dedim. "Susmasam ne yaparsın lan?" dedi. Ben de, "Töbe töbe, başıma belayı satın aldım!" diye hayıflandım. Yengem, "Ne belasıymış, söyle bakayım!" dedi. "Yok birşey yenge, erkek değilmiyim, ne yapayım, kalktı işte!" dedim. Yengem, "Lan keserim o sikini!" diye tehdit savurdu. Harbiden belayı satın almıştım, olaya bak yaa, tamam desem de kadın habire üzerime geliyordu. Çıldırmak işten bile değildi...
Sonunda dayanamadım, "Yeter artık yenge yaa, valla sikecem şimdi!" diye ağzımdan kaçmış oldu. Yengem de yanıma iyice sokuldu, yarağım tam yengemin göbeğine baskı yapıyordu. Yengem atletimden tutarak, "Sik de göreyim!" dedi. Artık iş iyice çığrından çıkmıştı, "Yeter laan!" dedim ve ayağa kalktım. Yengem elini yarağıma atarak, yarağımı öyle bir tuttu ki, koparacak sandım. "Bu ne lan? Kazık gibi olmuş! Bunu mu sokacaksın bana?" dedi. Ben de, "Evet onu sana köküne kadar sokacağım!" dedim. Yengem, "Hadi soksana!" deyip dudaklarıma yapıştı. Artık ok yaydan çıkmıştı, karşılıklı olarak birbirimizin dudaklarını emiyorduk. Ellerimiz de boş durmuyor, yengem eşofmanımın üstünden yarağımı eline almış, sıvazlıyor, sıkıp sıkıp bırakıyordu, ben de yengemin kalçalarını okşuyor, avuçluyor, sıkıyordum...
Yengem, "Abinin dediğini sen gerçek yap, sik beni bari de, bundan sonra abinin bana Orospu demesi zoruma gitmesin!" dedi. Ben de, "Sen yeter ki iste yenge, ben seni sikerim!" deyince, "Sik koçum! Orsospun yap beni!" diye inliyordu. Eşofmanımın içine elini soktu ve yarağımı dışarı çıkardı, "Oooo ne kadar da kalın yarağın varmış, karın nekadar şanslı, bununla karını hergün sikiyor musun?" diye inliyordu. Ben de, "Evet her gün sikiyorum karımı, bundan sonra sen de karımsın, orospumsun, bu yarak senin de artık, istedigin zaman senle de sikişiriz!" dedim ve geceliğini kafasından çıkarıp kenara attım. Yengem de eşofmanımı donumla birlikte aşağı indirdi, beni kanepeye doğru iteledi, ayağımdan çıkardı onlar. Sonra önümde durup, kendi külotunu çıkarıp kanepenin üzerine koydu ve bacak arama yaklaştı iyice...
Yengemin göbeğini öpüp, yalayıp emiyor, memelerini okşuyordum. Kanepeden inip, yengemin önünde çöktüm ve amına yumuldum. Yengemin amı hafif kıllıydı, sanırım 1-2 hafta önce traş etmiş olmalıydı. Amına dilimi değdirince, yengem, "Ooohhh, aahhh!" diye inlemeye başladı. Sonra benim kanepeye uzanmamı istedi. Ben uzandım, yengem de yüzüme oturdu, amını ağzıma öyle bastırıp emdiriyor, parmaklarıyla amının dudaklarını ayırıp bızırını yalatıyordu. Birden saçlarımı çekip kafamı amına bastırıp, titremeye başladı. Yengem boşalıyordu. Ağzım yüzüm am suyu olmuştu, ağzıma akanları yaladım içtim. Yengem halen amını ağzıma bastırıyordu, ben de götünü avuçlayıp, parmağımla göt deliğini okşuyordum. Parmağımı götüne sokunca, "Ooohhhhh, hayat bu işte!" dedi. Parmağımı götünden çıkarmadan aşağı kaydı ve dudağımdan öpmeye başladı. Öpüşürken, eliyle elimi tutuyor, parmağımı götünden çıkarmamı istemiyordu...
Biraz öpüştükten sonra yengem parmağımı götünden çıkartıp, aşağıya yere indi, önümde diz çöktü, yarağıma öpücükler kondurup, "Bundan sonra benim de bunda hakkım var, bana da sokacaksın bunu, değil mi Kamilim?" diyordu. "Tabii ki yenge, seni öyle sikeceğim ki, yarağa doyacaksın!" dedim. "Doyur koçum beni! Doyur yengeni! Doyur orospunu!" deyip, yarağımı ağzına almaya çalışıyordu. Fakat yarağım ağzına sığmıyordu. Yengemi kolundan tutup yukarı kaldırdım, dudağından uzun uzun öptüm ve "Gel kucağıma!" dedim. Yengem uysal bir şekilde kalkıp bacaklarını ayırdı, bacaklarımı bacaklarının arasına aldı, ben de biraz ileri kaydım. Yarağım elindeydi, eline sığmıyordu, yarağımın kafası kıp kırmızı olmuştu. Yarağımı amına sürtmeye başladı, amını fırçalıyor, sonra da göt deliğine sürtüyor, tekrar amına sürtüyordu. Yarağımın Kafasını amına soktu, o şekilde götünü kıvıra kıvıra, yavaş yavaş amına sokuyordu. Yarıya kadar girmişti ki durdu, "Çok kalın, daha yarısı girdi!" diyerek öne eğildi, dudaklarımı öpüp tekrar doğruldu, götünü kıvırıyordu...
Yengemin kalçalarından tuttum, kendimi yukarı kaldırıp, onu da aşağı bastırınca, yarağımın tamamı girdi. Acıyla, "Aaahhh yaktın içimi!" diye sızlandı. Ben kalçalarını sağa sola oynatınca, yavaş yavaş alışıyordu. Yengemin amı okadar dardı ki, am değil sanki sikilmemiş göt deliği gibi sıkıyordu yarağımı. Alttan amına hafif hafif ileri geri yaparken, memelerini emiyor, götünün yanaklarını okşuyordum. Yengem, "Çok kalın yarağın var, sanki kızlığımı yeni bozdun!" dedi. Ben de, "Yeni bozdum diye farz et!" dedim. O da, "Boz Kamilim, boz birtanem, geçir amcığıma, sik yengeni!" diyor, "Aaahhh oooffff!" diye inleyerek oturup kalkıyordu. Ben de alttan hızlı hızlı pompalıyordum...
Yengem, "Yoruldum!" deyince, üstümden kaldırıp, kanepeye ellerini koyup domalttım, arkasına geçtim. Tam amına sokacaktım ki, elini arkaya uzatıp yarağımı eline aldı, bacaklarının arasına soktu, "Biraz böyle sik!" dedi. Başta niye öyle istedi diye şaşırmıştım, ama sonra anladım ki, ben ileri geri yaparken yarağımın amının dudakları arasında gidip gelmesinden ve bızırına fırça atmasından çok zevk alıyordu. Yengemi biraz öyle 'Bacak arası' siktikten sonra, kendisi eliyle amına yarağımı götürdü, amının deliğine yarağımın kafasını soktu ve "Hadi!" dedi. Ben de yavaş yavaş, ileri geri yaparak, santim santim daha da derinliklere sokuyordum. Hızlanmıştım, olabildiğince hızlı pompalyordum. Göt yanaklarını iki elimle iyice ayırdım, amının dahada derinlerine girmeye çalışıyordum...
Yengem, "Daha hızlı, daha hızlı sik, sert sik, koy amıma!" diye inliyordu. Daha da hızlandım ve yengem titreye titreye ve böğürerek boşaldı. Ben de gelmek üzereydim, iyice yorulmuştum, son bir köklemeyle yengemin amına döllerimi attırmaya başladım. İkimiz de bitmiştik. Yengem domalmış halde kalırken, ben de üzerine abandım, sikim amında biraz öyle bekledik...
Sonra kalktık ve toparlandık. Saat te gece 3 olmuştu. Yengem, "Ben artık gideyim!" dedi. "Nasıl gideceksin bu halde?" dedim. "Birşey olmaz, aralardan giderim!" dedi. "Eve kadar ben de geleyim!" dedim. "Olur, ama abin seni görmesin!" dedi. "Tamam!" dedim. Bahçelerimizin sınır duvarına yaklaşınca, "Canım beni artık sık sık sikersin, değil mi Kamilim?" dedi. "Sikmek isterim yenge de, nasıl olacak bu iş?" dedim. Yengem de, "Abinle barış, gerisini bana bırak!" diyerek dudağıma yapıştı. Öpüşürken yengemin götünü avuçladım, "Ozaman birdahakine burayı da sikeceğim!" dedim. "Götten mi sikeceksin?" dedi. "Evet, götünü sikeceğim!" dedim. "Bakarız çaresine!" dedi. Bizim bahçeden çıktık, sessizce onların bahçesinden içeri girdik (onların da evi müstakil ve bahçeli). Eve yaklaşınca dudağından öptüm, "Dur gören olur!" dedi. Götünü tekrar avuçlayarak, kulağına, "Burayı ne zaman sikeceğim?" dedim. Yengem de, "En kısa zamanda, sen yeter ki abinle barış!" dedi. Pencere açıktı, ordan içeri girdi.
İkinci sikişmemizde yengemi götten de sikeceğim için sabırsızlanıyorum
Herkese selam. Daha önce küs yengemle ilk sikişmemizi ve barışmamızı anlatmıştım. O olayın üstünden 10 gün falan geçmişti, telefonum çaldı. Baktım gizli numara. Açtım telefonu, bir kadın inlemesi vardı, "Hadi kocacığım, sok yarağını, sik beni, kökle!" diye inliyordu. İniltili olduğu ve kısık sesle konuştuğu için kadını tanıyamadım. O anda işyerinde olduğum için de konuşamadım ve telefonu kapattım. Aradan 2 gün geçmişti yengem aradı, "Ne oldu, abinle barışmayacakmısın?" dedi. "Fırsat bulunca barışacağım yenge!" dedim. Yengem de, "Ya ne fırsatı bekliyorsun? Biran önce git bul abini barış!" dedi. "Tamam yenge!" deyip kapattım.
Aradan 1 hafta geçti, ben yine ben işyerindeyken o sapık karı aradı, kısık kısık, "Hadi amımı yala, dilini sok amıma, yerim yarağını, boşalıyorum!" gibi şeyler söyleyerek inliyordu. Busefer telefonu kapatmadan dinleyerek tuvalete gittim. Tuvalete girince kim olduğunu falan sordum, ama karı sorularıma cevap vermiyor, "Şu anda amıma salatalık sokuyorum!" diyerek inliyor ve şap şup salatalığın amına giriş çıkış sesini dinletiyor, "Yarağını sok, sik beni!" diyordu. Ben de azmıştım, ben de telefonda ona karşılık veriyor, bir yandan da 31 çekiyordum, adeta telefonda sikişiyorduk. Ben tam boşalamadan karı telefonu kapattı. Kendi kendime lan sırasımıydı kapatmanın amına koduğumun orospusu diye küfür ederek çıktım, işimin başına döndüm. Karı nerdeyse hergün aramaya başladı, birkaç sefer böyle telefon seksi yaptık. Artık ben de zevk almaya başlamış, sabırsızlıkla aramasını bekliyordum. Ama çok kısık sesle konuşuyordu ve sesini bir türlü tanıyamıyordum.
Birgün yine işyerimin tuvaletinde o karıyla telefon seksi yaptıktan hemen sonra yengem aradı, "10 dakikadır telefonun meşgulde, kimle konuşuyordun? Ne oldu, abinle barışmadın mı daha?" dedi. Ben de, "Daha abimi göremedim... Herhalde çok azdın, çok mu istiyorsun?" dedim. Yengem de, "Ya abinle barışta, isteyip istemediğimi görürsün!" dedi. Ben damardan girmeye çalışıyor, yengemle telefonda sevişmek istiyordum, "Nasıl, beğendin mi o gece?" dedim. Yengem de, "Beğenmesem ararmıyım şerefsiz!" dedi. Öyle deyince, "Senin amına korum orospu!" dedim. Yengem de, "Koy, bak amım koymanı bekliyor! Ama anlaşılan sende iş yok!" dedi. "Baksana yenge, telefonda beni boşaltsana!" dedim. Yengem de, "Ya gerçeği varken neden hayali yapıyorsun?" dedi. Ben de, "Yarrağım kazık gibi oldu, şuanda elimde!" dedim. "Sen neredesin?" dedi. "İşyerindeyim!" dedim. "Gel eve!" dedi. "Olmaz, tuvaletteyim, hadi götten verde hayal ederek boşalayım!" dedim. "Hay senin canına tüküreyim!" dedi. Ben, "Bak amını yalıyorum yenge! Dilimi amının içine sokuyorum, amının suları akıyor!" deyince, yengem inlemeye başladı, "Ben de senin yarağını emiyorum!" dedi. "Hadi domal!" dedim. "Domaldım!" dedi. "Yarağımı götüne sokuyorum!" dedim. Yengem de, "Sooooook, oooohhh!" deyip inleyince sesi tanıdım, o gizli numaradan arayan sapık karı yengemdi. Ama bozuntuya vermedim, devam ettik. Yengem inleyerek, "Sik aşkım, geçir götüme, kökle!" dedikçe, ben 31 çekerek boşaldım. Yengem de amını ovuşturarak boşalmıştı. Telefonu kapattık. Yarağımı yıkadım, elimi yüzümü yıkadım çıktım, işimin başına döndüm.
Aradan 3 gün geçmişti, akşam ben marketten geliyordum, abimle karşılaştım. Abim az içmişti, beni görmezden gelince, gidip koluna girdim, kendisinden özür diledikten falan sonra abim yumuşamıştı. Abime, "Hadi bize gidelim abi, mangal yakalım!" dedim. Abim, "Yok, olmaz!" falan dediyse de, sonunda razı ettim. Karımı aradım, geleceğimizi bildirdim. Sonra da abime, "Yengemi de çağıralım!" dedim. Abim de, "Onun geleceğini hiç sanmıyorum, yine de telefonla arayıp şansımızı deneyelim." dedi ve yengemi aradı. Yengem de gelmeyececiğini söyleyip telefonu kapayınca, abim, "Neyse, gelmezse gelmesin, biz Rakımızı da alıp gidelim, mangal yakılıpta Rakı içilmez mi?" dedi ve markete yöneldi. "Ya abi..." dememe kalmadı, "Ne o karından mı korkuyorsun? Tamam ben gelmiyorum!" dedi. Ben de, "Tamam, tamam!" deyip girdik markete, ben 1 tane 70'lik Rakı aldım. Abim sigara da alırken, ben yengeme telefon açtım, "Tamam, abimle barıştık, bizim bahçede mangal yakacağız, hadi sen de gel!" dedim. "Gelirim, ama gelince karın mırın kırın yapıp da moralimi bozmasın!" dedi. "Sen onu bana bırak yenge!" dedim kapattım. Rakının ve sigaranın parasını ödedim ve abimle bizim bahçeye geldik...
Karım bizi kapıda karşıladı, "Hoş geldin abi!" deyip, abimin elini öptü ve bunlar barışmış oldu. Karım içeri gidince ben de arkasından gidip, "Yengem de gelecek, gelince sakın ters davranma, yanlış kelime kullanma!" dedim. Karım da, "Okadar cahilmiyim, evime gelene ne diye ters davranayım?" dedi. Oooh be, o iş te hallolmuştu. Ben mangalı yakarken, karım da diğer malzemeleri hazırladı. Abim ise Rakıyı açmış, içmeye başlamıştı bile. Ben, "Abi önce birşeyler ye de öyle iç!" dediysem de oralı olmadı. Az sonra yengem bahçe kapısında belirdi. Üzerinde V yaka beyaz tişort, göğüslerinin üstü görünüyordu, altında da kalçadan pileli, diz üstü etek vardı, çorap giymemişti. Ben hemen koştum karşıladım, "Hoş geldin yenge!" deyince, yengem bana öyle sarıldı ki, vücutlarımız bütün oldu. Kulağıma hafifçe, "Ooohhh!" dedi. Ben hemen yengemden ayrıldım. Yengemle masaya gittik. Karım da geldi, yengemle hoş beşten sonra onlar da barışmış oldular. Hep birlikte oturup sohbet ediyor, gelmişten geçmişten konuşuyor, mangalda pişenleri yiyorduk. Abim habire Rakıyı fondip içerken, ben az içiyordum, çünkü ben çabuk sarhoş oluyordum...
Geç saatlere kadar oturduk, yedik içtik, sohbet ettik ve gitme vaktileri gelmişti. Kalktıklarında, ben, "Abi sarhoş oldun, ben sizi götüreyim!" dedim. Abim, "Yok yaa sarhoş değilim..." falan dediyse de, ben evlerine kadar eşlik ettim. Ama abim evine girmedi, ön bahçesindeki sandalyelerden birine oturdu ve bana bira içmek istediğini söyledi. Ben hemen markete gidip 4 tane bira alıp geldim. Üçümüz de bahçeye oturduk, abimle biraları içiyorduk. Ben bir ara işemek için tuvaletlerine gittim. Tuvaletten çıkınca yengemi karşımda gördüm, "Amma da işedin ha!" dedi. "Çok sıkışmıştım!" dedim. Yengem hemen, "Abinle barıştığın iyi oldu!" deyip dudağımdan öptü. "Dur ya ne, yapıyorsun yenge?" dedim. Fakat yengem, "Yarağına bir bakayım!" dedi. "Yenge ya, sen deli misin? Olmaz!" dedim. "Bakmak istiyorum, hadi!" dedi. "Ya yenge dur, abime yakalanacağız şimdi!" diyerek çıktım gittim abimin yanına oturdum...
Yengem de elinde iki tabak çerezle gelip karşıma oturdu. Biraz sohbetten sonra, bu sefer abim kalktı tuvalete gitti. Yengem abime bakar gibi yapıp yana eğildi ve bacaklarını yana açarak, bana bacak arasını gösterdi. Yengemin çıplak bacakları beni dahada tahrik ediyordu, amı beyaz külotun içinde yumruk gibi şişmişti. Abim tuvaletten çıkınca, yengem hemen toparlandı. Ama benim yarak iyice kalkmıştı.
Bir müddet sonra abime, "Abi ya şu birayı ne diye içirdin ki, ik**e bir Tuvalete gitmem gerekiyor!" deyip kalktım. Tuvalete gidip yarağımı çıkardım, kapıyı da aralık bıraktım ve yarağımı sıvazlayarak yengemi beklemeye başladım. Biliyordum, yengem dayanamaz gelirdi. Ve tahmin ettiğim gibi, boş bira şişelerini mutfağa bırakmak bahanesiyle geldi ve bıraktı. Tuvaletin kapısına gelip yarağımı sıvazladığımı görünce, "31 mi çekiyorsun lan?" dedi gülümseyerek. "Yok, ama senin ağzına vereceğim!" deyip, yengemi kolundan tuvalete çektim. Bu sefer yengem, "Ya şimdi olmaz, abin aniden gelir falan!" dedi. Ben de, "Yarrağımı görmek istemiyor muydun orospu?" deyip ensesinden çekip aşağı bastırdım ve ağzına verdim. Yengem ağzını çekip, "Bari dışarıya bak, abini kolla!" dedi ve yarağımı emmeye başladı. Öyle hızlı emiyordu ki, sanki iliğimi kurutacak gibiydi. Birkaç saniye içinde yengemin ağzına patladım. Döllerim ağzından taştı, yengem hemen banyoya koşunca, ben de yarağımı yıkadım, elimi yüzümü yıkayıp abimin yanına gittim...
"Abi ben gideyim artık, geç oldu..." dedim. "Ne o lan, sarhoş mu oldun?" dedi. "Biraz." dedim. Abim yengeme bağırarak, "Kız Fatmaaaa! Kamil gidiyor!" dedi, yengem de geldi. Abimin elini öptüm, yengem de yanaklarımı öptü, ayrıldım ordan. Eve gelince karım da yatmak üzereydi, hemen karımın üzerine atılıp yatağa yatırdım, güzelce siktim, ateşimi söndürdüm.
5 gün sonra yengem beni aradı, hal hatırdan sonra, "Kamil bugün gelsene!" dedi. Ben de, "İzin alabilirsem gelirim!" dedim, kapattım. İşyerinden izin aldım, yengemi aradım, "Geliyorum!" dedim. Yengem sevinçle, "Tamam canım, bekliyorum!" deyip kapattı. Ben taksiye binip yengemim evinin biraz uzağında inip, arka taraftan bahçeye atladım, çünkü gören olabilirdi. Antreye girip zile bastım. Yengem kısa zamanda kapıyı açtı. Üzerinde ince gömlek, sütyen takmamış meme uçları belli oluyordu. Altında da aynı etek vardı. Hemen içeri girdim. Yengem kapıyı kilitler kilitlemez boynuma sarılıp, dudaklarıma yapıştı. Birbirimizin dudaklarını kemiriyorduk resmen. Ben elimi götüne götürdüm, okşuyor, sıkıyordum. Eteğinin altına elimi soktuğumda, hazırlık yapmış altına külot giymemişti. Gömleğini yırtarcasına çıkardım, memeleri füze gibi dışarı fırladı. Uçlarını emiyor, ısırıyordum. Yengem de pantolonumun üzerinden yarağımı okşuyor, sıkıp bırakıyordu...
Öpüşerek yatak odasına gittik. Yengem pantolonumu bir çırpıda çıkartıp attı, önümde diz çöküp yarağımı yalamaya emmeye başladı. Ben de tişörtümü çıkarıp attım. Yengemi ayağa kaldırıp, eteğini çıkardım ve yengemi yatağa bacakları kenarda sarkık vaziyette yatırdım. Dudaklarından başlayıp tüm vücudnu öpüyor, yalıyor, emiyordum. Amına inince, "Ooohhh, em aşkım, sikicim benim!" diye inlemeye başladı. Kafasını sağa sola sallıyor, "Dilini sok ne olur!" diye yalvarıyordu. Bacaklarını iki tarafa açıp yukarı kaldırdı, ben de orta parmağımı amına sokup ileri geri yapıyor, dilliyordum. Yengem sarsılmaya başladı, boşalıyordu. Amının suyunu emip içtim. Elim am suyuyla ıslanmış, ama ben bırakmıyor yine amını emiyor, dilimi sokuyordum. "Ooohhh, çoook güzel, çoook zevkli!" diye inliyordu. İşaret parmağımı göt deliğine yavaş yavaş sokmaya başladım, parmağım götünde kaybolmuştu, parmağımla götünü sikiyordum. Yengemin inlemesi artmış, "Hadi getir artık şu yarağını, içimde hissetmek istiyorum, kaç gündür onun özlemiyle yanıp tutuşuyorum, ne olur sok, sok yarağını!" diye inliyordu.
Ben doğrulup, ayağa kalktım, yengem bacaklarını ayırdı. Yarağımla amını biraz fırçaladıktan sonra, aniden köküne kadar soktum. Sokunca, "Ooohhh işte yarak bu, mideme kadar geldi, ooooooh yerim yarağını, sik beni, iyice sok, sert sert sok!" diyordu. Ben de söylediklerine uyuyor, sert sert sokuyor, arada durup yarağımla amının içini karıştırıyordum. Karıştırdıkça inliyor, kalçalarımı tutup dahada içine girmem icin kendine çekiyordu. Bırakınca tekrar pompalıyordum. Bu tempoda 15-20 dakika siktim yengemin amını. Sonunda, "Geliyorum yenge!" deyince, "Gel erkeğim, içime boşal, doldur bellerinle amcığımı, ben de geliyorum!" dedi. Ve ikimiz de aynı anda boşalmaya başladık. Üzerine yığılıp kaldım. Biraz dinlendikten sonra yarağım içinden çıktı, yatağa yan yana uzandık...
Konuşuyorduk. Yengem, "Kamil biliyor musun, telefondaki bendim!" dedi. "Biliyorum! Neden yapıyordun yenge?" dedim. "Ne yapayım, o günden beri yarağın aklımdan çıkmadı, hayal edip kendimi tatmin ediyordum. Sonra aklıma telefonda yapmak geldi, anlarsa anlasın, sikmedi mi sanki, deyip telde sesini duyarak kendimi tamin ediyordum!" dedi. "Vay orospu vay!" dedim. Yengem de, "Senin orospunum, sen sikiyorsun!" dedi ve dudağına yumuldu. Biraz öpüştükten sonra 69 olduk. İkimiz de havalarda uçuyor, kuduruyorduk. Sonra beni sırt üstü yatırıp, ata biner gibi yarağımın üstüne oturdu. Bir müddet öyle sikiştik. Sonra kendiliğinden domaldı, ben de arkasına geçip amına soktum, sikmeye devam ettim. Göt deliğini de okşuyordum. "Ooohhh sikicim benim, çok güzel sikiyorsun, kurban olurum yarağına, sooook canım!" diye inliyordu...
Yengem Orgazm olduktan sonra yarağımı amından çıkarınca, sıranın götüne geldiğini anlamış olacak ki, hemen kalkıp koşarak gitti. Arkasından bağırdım, "Nereye gidiyorsun, gel buraya!" diye. "Bekle!" dedi, mutfağa girdi. Pamuğa zeytinyağı dökmüş geldi. Önce yarağımı ağzına alıp emdi, sonra yarağımı zeytinyağlayıp önümde domaldı, pamuğu bana verdi, "Sen de benim götüme sür!" dedi. Pamuğu alıp göt deliğini yağladım, sonra pamuğu attım. Yengem alttan elini uzatıp yarağımı tuttu, biraz sıvazladıktan sonra göt deliğine götürdü, "Hadi canım, yavaş yavaş itele!" dedi. Ben de itelemeye çalıştım, fakat girmiyordu, göt deliği okadar küçüktü ki, yarağımın kafasının altında kayboluyordu. Tekrar parmağımı soktum götüne, biraz ileri geri yaptım, "Kendini sıkma, rahat bırak!" dedim. "Tamam!" dedi, kafasını yastığa iyice gömüp, götünü yukarı kaldırınca, ben aniden götüne kökledim. Sonuna kadar girmişti. "Aaaaahhh yandım anammm!" diye çığlık attı. "Sus kız orospu, duyan olur!" dedim. "Yanıyor götümün ağzı! Kımıldama!" dedi. "Alışır!" dedim, biraz bekledim...
Az sonra, "Hadi, yavaş yavaş sik!" deyince, ben ileri geri yapmaya başladım. Yengem halen kısık kısık bağırıyordu. "Yenge sen abime hiç götten vermedin mi?" dedim. "Abin sanki amımı adam gibi sikti becerdi de, sıra götümü sikmeye mi geldi!" dedi. "İyi ya işte, göt te bana kısmetmiş!" dedim. "Evet sikicim, amım da senin, götüm de senin, istediğin gibi sik!" dedi. 10-15 dakika kadar pompaladım yengemin göte. Yengem alışmış, götten zevk almaya başlamıştı. Kendi kendine memelerini okşuyor, amını parmaklıyordu. "Hadi hızlan, ben boşalıyorum!" dedi. "Boşal!" dedim. "Hadi sen de götümün içine attır!" deyince, son hamleyle götünün içine boşalmaya başladım. İkimiz de bitmiştik.
Yengesini sikenlere iyi yenge sikişleri dileklerimle :)
3 年 前