Adanalı Hanımağa 22

Dairenin kapısını zor bela kapadım. Hanımağa ceketimin yakasından tutmuş beni sanki köpeğiymişim gibi sürükleyerek koltuğa oturttu. Kendisi de kucağıma oturdu. Sarı saçlarını geriye atıp gözlerime baktı bir süre. Saçlarımı okşadı. Ardından yanaklarımı, boynumu ve dudaklarımı nazikçe öpmeye başladı.

Karşılık vermek için beklemedim. Üstündeki siyah gömleğini içine soktuğu dar kottan kurtardım. Ellerimi sırtına atıp okşadım. Sanki aylardır birbirimize hasretmişiz gibi dudak dudağa öpüşürken ellerimi belinde ve karnında gezdirip duruyordum. Gömleğinin düğmelerini açtım tek tek. İçine siyah bir sutyen takmıştı. Sutyeni aşağı sıyırıp memelerini açığa çıkardım. Uçlarını emmeye, yalamaya ve dişlemeye başladım.

Hanımağa aldığı keyfin etkisiyle “Çok güzel, devam et böyle!” derken saçlarımı çekiştiriyordu. İri memelerini avuçladım, sıktım. Daha da şişen uçlarını içime çektim bebek gibi. Elimi arkasına atıp sutyenini açtım zor bela. Sutyenden kurtulan memelerini ağzımın içine alırken o da gömleğini çıkarıp attı.

Kumaş pantolonun altında yarağım kabarmıştı. Kucağımda Hanımağa varken kalktım ayağa, ellerim kalçalarındaydı. “Yavaş ol, belini incitme!” dedi sıcak nefesi yüzümü yakarken. “Ben sakinim!” dedim ve dudaklarını emmeye başladım. Bacaklarını belime dolamıştı sıkıca, kolları da boynumdaydı. Salonun ortasında ayaktaydık. Bir süre o şekilde kaldık ama Hanımağa uzun ve yapılı bir kadın olduğundan bir süre sonra belimde bacaklarımda ağrılar etkisini göstermeye başladı. O zaman onu kucağımda yatak odama götürdüm.

Yatağımı toplama âdetim olmadığından sabahki haliyle duruyordu yatak. Hanımağa’yı yavaşça uzandırdım yatağa. Üstümdekileri çıkarırken o da dar kot pantolonunu ve altındaki siyah külotunu indirdi aşağı, ayaklarından çıkarıp attı yere. Uzun beyaz vücuduyla yatağımı süslüyordu.

Yanına uzanıp dudaklarını emmeye başladım. Sağ elimi alta kaydırıp kalçalarını okşarken sol elimle de memelerini avuçlamıştım. Onun sol eli de alta kaymış, yarağımı kavramıştı. Yarağımı nazikçe sıkıp bırakıyor, sıvazlıyordu. Dudaklarından sonra yuvarlak çenesini öptüm, emdim. Boynunun etlerini emip yaladıktan sonra aşağı inip koynunu ve memelerinin üstünü öpüp yaladım.

Şişkin memeleriyle buluştu yeniden dudaklarım. Alttan tutup kaldırmış, sıkmıştım onları. Ağzıma alıyor, emiyor, yalıyor, dişliyordum durmadan. Etli uçlarını emerken beyaz memeleri hafiften kızarmaya başlamıştı. Memelerinden sonra daha da aşağı kaydım. Hafif göbeği çıkmıştı, göbek deliğinin etrafını emdim, yaladım. Karnının etlerini öpüp emdim, içime çektim onları nazikçe.

Kasıklarına doğru kaydım daha sonra. Tertemiz, kılsız ve pürüzsüzdü kasıkları. Amının etli dudaklarını tek tek emdim, kasıklarını yaladım. Amının dudaklarını ayırdım parmaklarımla, ortaya çıkan pembe boşluğa soktum dilimi. O an Hanımağa’nın vücudu titredi. Kalçaları ve götünün yanakları sertleşti.

Dilimi amında oynattıkça aldığı zevk çoğalıyor, dolgun vücudu bir kasılıp bir gevşiyordu. Üstte, am dudaklarının birleşim noktasındaki etli bızırına dokunan dilim onu daha da sersemletti. Zevkten dört köşe bir halde kalçalarını sıkıp bırakırken köpek gibi saldırdım amına.

Bızırını, dudaklarını, yanlarını derken her yerini emiyordum amının. İçinde oynattığım dilim amının yakıcı sıcaklığına dayanmaya çalışıyordu. Kendine has amının zevk sıvısını dilimde ve dudaklarımda hissettim, bir süre sonra da bıraktım. Ama amıyla işim bitmişti sadece.

“Dön şöyle!” diyerek yüzüstü dönmesini istedim. Hanımağa dediğimi yaparken tümsek yapan dolgun götü önümde belirdi. Göt yanaklarını öpüp emmeye, ısırmaya başladım bu kez de. Büyük bir keyif alıp inliyordu bu sırada. Derken onları ayırdım iyice. Göt deliği çıktı ortaya. Ağzı hafiften terleyip ıslanmıştı. Yatağın çarşafıyla hafifçe sildim ağzını ve ardından dilimi uzatıp değdirdim. Hanımağa’nın göt yanakları katılaştı ama fazla değildi. Yeniden dilimle göt deliğine dokundum ardından masaj yapıyormuşum gibi hafif hafif değdirip çekerek onu kıvama getirmeye çalıştım.

Sağ elimin işaret ve orta parmaklarını amına yavaşça sokmaya başladım bir süre sonra. Amı çoktan kıvama gelmişti. İçinde götürüp getirirken onu fazlasıyla memnun ediyor, keyiflendiriyordum. Açıkta kalan başparmağımla götünün deliğine masaj yapar gibi yaptım, ağzını ovaladım deliğin. Ardından yavaşça onu da soktum. Tırnağım gözden kayboldu hemen. Göt deliği başparmağımı ilk boğumuna kadar almıştı içine.

Her iki deliğinin de dolu olması Hanımağa’yı çıldırtmıştı. “Çok güzel, hep böyle yap!” dedi başı yastığa gömülü halde. Sıcak nefesi geliyordu bana kadar. Sarı saçlarının altında kalmıştı yüzü. Sol elimle de göt yanaklarını sıkıp bıraktım bir süre. Parmaklarımın gidiş gelişlerini bir süre daha sürdürdükten sonra çıkardım içinden.

Amı ve götü boştu şimdi. Artık onları yarağımla doldurmak istiyordum. Yeniden sırtüstü uzandırdım ve bacaklarının arasına girdim. Dudaklarımız kenetlenirken elleri sırtımda ve götümde geziniyordu. Göt yanaklarımı sıkıp bırakırken ben de dudaklarını tek tek emdim, vakumladım.

O ara ceketin cebinde kalan telefonum çaldı ama açıp bakmak gibi bir ihtiyaç hissetmedim hiç. O büyülü anın keyfini doyasıya yaşamak istiyordum. Yarağımı alttan tutup amının dudaklarına sürttüm bir süre ardından ıslak boşluğuna soktum yavaşça. Amında kaybolan yarağım sayesinde zevkten başını geriye attı, gözlerini kapayıp dudaklarını emdi. Hafifçe inledi. Ağır ağır gidip gelmeye başladım amında. Hiç acelem yoktu.

Ellerim kalçalarında, karnında, memelerinde gezinirken onunkiler de aynı şekilde vücudumda geziniyordu. Dudak dudağa hararetli öpüşmemiz sikişimize eşlik ediyordu. Hanımağa bacaklarını havaya kaldırdı bir süre sonra ve belime doladı. Biraz daha hızlandım ve sokup çıkartmaya devam ettim amına. Yatağın yaylanmaları çoğalırken ikimizden de zevk iniltileri çıkıyordu.

Belime doladığı bacaklarını kaldırmasını istedim bir süre sonra, dediğimi yapınca kalçalarından kavradım sıkıca ve amına daha sertçe yüklendim. Yarağım taşaklarıma kadar amındayken o halde kaldım bir süre. Ardından yavaşça çekip yeniden yüklendim. Koca vücudu sarsılırken memeleri löpürdedi. Gözlerini kapatmış, açacak enerjiyi kendinde bulamıyor gibiydi. Dudaklarını emiyordu durmadan. Burun kanatları açılıp kapanıyordu alıp verdiği sıcak nefeslerle.

Amındaki yarağımı sanki matkap gibi içinde çevirir gibi yaptığımda aldığı zevk daha da arttı ve “Ayyyy!” diyen minik çığlığı odayı çınlattı. Yarağımı geri çektim ve tamamen çıkardım. Am dudaklarına bir süre sürttükten sonra yavaşça soktum içine. Yağlanmış gibi kaygan haldeydi amı ve yarağım yine köküne kadar içindeydi. Usul usul sokup çıkarmaya, içinde oynatmaya devam ettim yarağımı. Ancak bu gidip gelmelerim doyuma ulaşmaya yaklaştırmıştı beni. Hanımağa ise titriyor, vücudu kasılıp gevşiyordu. Başını oynatırken dudaklarını emiyordu ha bire. Kasıkları ve uylukları bir ara o kadar sertleşti ki arasında kalan kalçalarıma büyük bir baskı uygulayıp canımı yakar oldu.

Onun boşaldığını anladım. Beyaz yüzü kızarmış ve terlemişti. Yüzünü, alnını, yanaklarını öptüm, ter damlacıklarını emdim. “Geldin mi!” diye sordum amında gidip gelirken. “Evet!” dedi keyifle, adeta fısıltıyla. Ben de artık son noktaya gelmiştim. Dudaklarını emmeye başlarken amına ağır ağır boşalttım döllerimi, ben de gelmiştim sonunda.

Harika, duygu dolu ve yoğun zevk veren bir sikiş yaşamıştık. Birbirine aşkla bağlı kadınla erkeğin yapabileceği bir şeydi bu. Sert ama duygusuz bir sikiştense ağır, yumuşak ama her iki tarafa da zevk veren bir sikiş olmuştu. Nefes nefeseydik. Hanımağa’nın elleri sırtımdaydı. Üzerinde öylece yattım birkaç dakika boyunca.

Sonunda yana devrildim. Göğsüm aldığım nefeslerle kalkıp inerken o da benden farksız değildi. Memeleri şişmiş, uçları kızarmıştı. Yanı başımda erkeklere emirler yağdırıp onları korkutan bir kadın değil, ilgiye ve sevgiye muhtaç kendi halinde bir kadın yatıyordu. Benden yana döndürdü başını, dudaklarıma öpücük kondurdu. Saçlarımı okşayıp “Seni çok seviyorum!” dedi. “Ben de seni!” dedim karşılığında.

Bir süre sonra “Seninle evlenmek istiyorum!” dediğinde “Evlenmek mi!” dedim şaşırarak. Bu konuyu kapattığımızı sanıyordum ama anlaşılan Hanımağa kapatmamıştı. “Evet, bu şekilde sürmesini istemiyorum. Sen sevdiğim erkeksin. Senin karın olmak istiyorum. Daha önce dediğim gibi aramızda imam nikâhı kıyarız. Kimseler bilmez. En azından vicdanım rahat olur. Böyle yapınca karın boynuzlanıyormuş gibi oluyor. Bu şekilde devam edemem. Kendimi de kirli hissediyorum. Çok düşündüm. Bence en iyisi bu şekilde. Sonuçta kaybedecek bir şeyin olmayacak. Karın ve çocukların gene senin olacak. Ama ben kendimi temiz hissetmek istiyorum. Beni gerçekten seviyorsan sen de bunun doğru olduğunu anlarsın…!”

Gizli kapaklı bir imam nikâhı kıymak ve o şekilde kendimizi evli addetmek bana biraz ters geliyordu. Ama Hanımağa gibi bir kadını da kaybetmek istemiyordum. Kararsızdım ve o da bunun farkındaydı.

“Sence ben kötü bir kadın mıyım!” diye sordu gözlerime bakarak. “Kötü mü!” diye karşılık verdim. “Öyle mi görüyorsun beni, kötü biri olduğumu mu düşünüyorsun, onun için mi kabul etmiyorsun!” diye sordu bu kez. “Hayır, ne ilgisi var. Sen kötü değilsin. Aksine seni tanıyınca ne kadar iyi biri olduğunu gördüm. Bu senin hayatın, kötülerin içinde kalmışsın, onlarla büyümüşsün ama bu seni kötü yapmaz. Hayatın sana verdikleri, sundukları… Ne bileyim işte… Sen sana verilenlerle bir hayat yaşıyorsun. Başka türlü bir hayatın da olabilirdi ama her şey insanın kendi elinde olmuyor…!”

Tam ifade edememiştim kendimi ama Hanımağa için yeterli gelmişti bu. “Anladım!” dedi sakince. Derin bir nefes alıp verdim. Bu imam nikâhı işi biraz karışıktı ama onu kaybetmek istemiyordum. Aklı gidip gelip buna takılacaktı az çok onu tanıdıysam. Ve günün birinde dediğini yapmadığım için de beni kendinden uzaklaştıracaktı.

“Kimse bilmeyecek ama. Bunun aramızda kalması için azami gayreti göstereceğiz. Anladın mı!” dediğim vakit gözleri ışıldadı. “Ciddi misin!” diye sorunca “Evet, seni kırmak, üzmek istemediğim için teklifini kabul ediyorum!” diyerek yanıt verdim. “Teşekkür ederim!” dedikten sonra yanağımdan öptü.

Yataktan kalktım, onu da kaldırdım. İkimiz de anadan doğma bir haldeydik. Önünde diz çöktüm ve elini tutup “Sen Hanımağa, yani Nurcan. Benimle evlenir misin!” diye sordum. Mum ışığında, güzel bir müzik eşliğinde, elimde tek taş yüzükle bunu yapmam gerekirken yatak odamda, anadan doğma bir halde yaptığım evlilik teklifi Hanımağa’nın gözlerini doldurdu. “Evet!” dedi usulca. Doğruldum, birbirimize sarıldık ve öpüştük.

“Kusura bakma daha güzel bir evlilik teklifi yapmak isterdim ama olmadı!” dediğimde “Deli, benim için bu da yeterli, hem nerden aklına geldi bu!” dedi. Yanaklarından ince bir gözyaşı akıyordu, dudakları titriyordu bunları derken. “Yok, borcum olsun. Sana gerçekten güzel bir evlilik teklifi yapacağım!” dediğimde “Tamam!” dedi eliyle gözyaşlarını silerek.

Birlikte banyoya geçtik ve gerdek gecesinin sabahında birbirini yıkayan karı kocalar gibi yıkandık. Kurulanıp içeri geçtiğimizde telefona baktım. Arayan karımdı. “Bizimki aramış!” dediğimde “Ara konuş, ben de konuşmak istiyorum!” dedi. Geri aradım karımı.

Hanımağa’nın yanında olduğumu, sabah birlikte iş için Alanya’ya gideceğimizi söyledim. Karım bunu duyunca havalara uçtu. “Aşkım, aferin, hep böyle ol. Teyzeme yakın ol. O zaman sırtımız yere gelmez!” dedi. Teyzesini çok seviyor görünse de aslında onun parasını daha çok seviyordu. Bu yüzden de beni ona yakın durmam konusunda teşvik edip uyarıyordu. Karımın bu hali midemi bulandırsa da yapabileceğim bir şey yoktu, iki çocuğumun annesiydi. Bilmediğiyse benim teyzesine âşık olduğum idi.

Cuma akşamı olduğundan kayınvalidem de bizdeydi. Karım ona da verdi telefonu konuşmam için. Kısa ve resmi bir konuşma yaptım kayınvalidemle. Pek anlaşabildiğim biri değildi. Çocuklarımla da konuştuktan sonra telefonu Hanımağa’ya verdim. Karımla uzun uzun konuştu. Karımın “Teyze annem yanımda, onunla da konuşmak ister misin!” şeklindeki sorusuna “Yok kızım, selam söyle. Sabah erken kalkmamız gerek!” diyerek yanıt verdi. Ablasıyla yani kayınvalidemle görüşmüyordu yıllardır. Ablasının kendisine yaptıklarını unutmuyordu.

Telefon görüşmesinin ardından giyindik. Hanımağa bavulundan penye şortla ince askılı bir atlet çıkarıp giyindi. Bavulun içi tıka basa giysilerle dolmuştu. Bir keyif sigarası yakıp koltuğa oturdu.

Telefonu alıp Emine’yi aradı. Her zamanki Hanımağa moduna dönmüştü yine. Emine’ye sorular sordu, istediği cevapları alamayınca saydırdıkça saydırdı. Ardından “Sabah çocuklar gelirken benim ayakkabılardan birkaç çifti onlarla gönder. Ayakkabı almayı unutmuşum!” dedi. Emine “Emredersin Hanımağam!” diyerek yanıt verdi.

Ardından avukatı aradı. Yarın o da bizimle gelecekti. “Avukat bey, ben Tuğrul’la gidiyorum önden. Benim çocuklar seni sabah 07:00’de evden alırlar. Sen öyle gelirsin!” dediğinde avukat yorgun sesiyle “Nasıl istersen Hanımağam, benim için hava hoş!” dedi. Hanımağa telefonu kapatırken “Hoş olur tabii ki ibne, koynuna da kızları ben sokuyorum!” dedi.

Arka odadaki silah dolu çantalara baktı daha sonra. Yakın adamlarından Güven’i aradı ve silah dolu çantaların benim evimde olduğunu, yarın sabah bunları alıp kumarhaneye götürmelerini istedi. Güven “Emredersin Hanımağam!” diyerek sert ama ağırbaşlı bir yanıt verdi.

Telefonla verdiği emirler bittiğinde onun için yaptığım sallama ıhlamurdan bir yudum aldı. Yanına oturup başımı göğsüne koydum. “Nasıl olacak bu nikâh!” diye sordum. “Yarın Alanya’ya gidelim bir hele. Oradaki işlerimizi halledip dönelim. Anneme konuyu açacağım. Aslında çıtlattım da sayılır. Yani bilgisi var gibi. Onun için sana bu akşam o kadar yağcılık yaptı. Yoksa onun yapacağı hareketler değil bunlar… Dönüşte onun evinde hallederiz. Hocayı da şahitleri de annem ayarlar. Onun evinde herkesten gizli yapabiliriz. Annemin ağzından laf çıkmaz. Yanındaki geveze karıyı birkaç günlüğüne gönderirim bir yerlere…!”

“İyi düşünmüşsün!” dedim yanağından öpüp. Ihlamurdan sonra taşınma konusuna geçtik. Yanımda götüreceğim eşyaları salonun ortasına koymamı istedi. Şirket evi eşyalı olarak tutmuştu, o yüzden beyaz eşyalar ve diğer büyük eşyalar, mobilyalar burada kalacaktı. Mutfaktaki kap kacak da şirket adına alınmıştı. Benim götüreceklerim bilgisayarım, kıyafetlerim ve banyodaki malzemeler olacaktı. Ben götürülecekleri koltuğun üzerine koyarken biraz önce aradığı adamını aradı tekrar. Benim taşınmamı, eşyalarımı, yeni evi hepsini anlattı. Adamına talimatlar verdi. Adam her birini dinleyip “Emredersin Hanımağam!” diyerek yanıtlar verdi.

Yeni evin temizliğini sabah birkaç kadın birden yapacaktı. Mobilyaları ve beyaz eşyaları Alanya dönüşünde Hanımağa’nın tanıdığı bir mobilyacıdan birlikte bakıp beğenecektik. “En azından gelin olmuşum da evime eşya seçiyormuşum gibi olsun” dedi gülerek.

Taşınacağım evi kumarhanede kendisine borçlanan bir müteahhit vermişti. Adam para yerine elindeki yeni yaptığı daireyi Hanımağa’ya bırakmıştı. Beş oda bir salon 300 m2, Seyhan gölünü gören Adana’nın merkezinde kocaman bir daire olduğunu anlattı. Yani şimdi oturduğum dairenin iki katından daha büyüktü.

Bu şekilde Adana’nın her yerinde sayısını bilmediği dairelerinin, evlerinin, villalarının olduğunu söylediğinde hayretten küçük dilimi yutacaktım. Ayrıca bazı değerli tarım arazilerini ve seraları da kumar borçlarına karşılık üzerine geçirmişti. Oraları da başkalarına işletmek için kiraya verdiğini ekledi. Bunlardan bana daha önce bahsetmemişti.

“Benimle evlendiğin vakit bütün bunlarla ilgilenmen gerekecek. Ben hepsine yetişemiyorum. Bu ibne avukatın beni dolandırdığını biliyorum. Ama göz yummam gerektiği için ses etmiyorum. İşleri yavaş yavaş ondan alıp sana devredeceğim. Benzinlik, nakliyecilik, tarlalar, araziler, evler, arabalar bütün bunlar yetmiyor gibi kulüp ve kumarhane… Başımı kaşıyacak vaktim olmuyor çoğu zaman… Neyse bırakalım bunları. Geç oldu artık. Yatalım, sabah 06:00 gibi yola çıkacağız. Oraya öğlen gibi varırız!” dediğinde “Tamam, yatalım!” dedim.

El ele yatağa uzanıp birbirimize sarıldık. Başını göğsüme koydu. Uykuya dalması uzun sürmedi. Hatta hafiften horlamaya başladı. Bense Hanımağa’nın işlerini, malvarlığını, zenginliğini düşündüm. Onu seviyordum ama bunları da aklımdan çıkaramıyordum…
发布者 58svsl
3 年 前
评论
5
账户以发表评论
mustafa12
mustafa12 3 年 前
Eline sağlık dostum devamını bekliyoruz 
回答
ruzggg
ruzggg 3 年 前
devammmm dostum özletmiştin kendini 
回答
afuygun
afuygun 3 年 前
:smile: Devam dostum, bu hızla 23 de gelir her halde.
回答
sucreman
sucreman 3 年 前
teşekkürler tekrar dostum eline koluna sağlık devamı büyük merakla bekleniyor
回答
deagressive
deagressive 3 年 前
eline sağlık dostum bir geldin pir geldin bizi hikayesiz bırakma :smile:))
回答